14 Kasım 2016 Pazartesi

Şarkıdaki kadın: So Long, Marianne - Leonard Cohen

Cuma sabahı Leonard Cohen'in öldüğünü öğrendiğimde merak etmeden edemedim: sırada kim vardı? Bob Dylan? Paul McCartney? 1960'lardan günümüze en başarılı, etkili ve yaratıcı müzisyenler bir bir gidiyor ve bunu kabullenmek çok zor. Gerçekten zor.

Leonard Cohen anısına, en sevdiğim şarkısı So Long, Marianne şarkısının hikâyesini ve bu şarkıya ilham veren kadın Marianne Ihlen'i yazmak istedim bu hafta.

Leonard Cohen ve Marianne Ihlen

So Long, Marianne ta 1967 yılından, Cohen'in ilk albümü Songs of Leonard Cohen'den bir şarkı. Şarkıyı Cohen, sevgilisi Marianne ile ayrılışları üzerine yazmış. Öyle bir hikâye anlatır ki hem bitmiş bir ilişkinin buruk acısını tadarız hem de büyük ve güzel bir aşkı her hâliyle kutlarız. Cohen'in ilişkisine nostaljiyle geriye dönüp baktığı şarkıda sitem de özlem de tam kararındadır.

Ben ilk kez The Boat That Rocked filminde duymuştum, hatta sonra şarkının Leonard Cohen'e ait olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım. Sanırım daha çok 80'li yıllar ve sonrası - Dance Me to the End of Love zamanındaki dumanlı sesine alışık olduğum için. Filmde melankolik ve sitemkâr ama sıcak ve samimi bir sahnede çalar So Long, Marianne; tıpkı şarkının kendisi gibi. *spoiler alarmı* Sevgilisi Marianne'in kendisini aldattığını öğrenen Carl'ı, arkadaşları teselli etmeye çalışır bu sahnede.


Cohen, Marianne Ihlen - o zamanki adıyla Marianne Jensen - ile 1960 yılında Yunanistan'a bağlı Hydra adasında tanışır. Marianne o sıralar kendisi gibi Norveçli olan yazar Axel Jensen ile birliktedir ve bir çocukları vardır. O dönem sanatçıların takıldığı, sadece sabah ve akşam birer saatlik elektrik olan bohem bir adada sürdürdükleri yaşam, Axel'ın Marianne'i terk etmesiyle çalkantıya uğrar.

Marianne'in yeni bir aşka yelken açması uzun sürmez. Bir gün bakkaldan süt alırken Marianne'e "Bize katılmak ister misiniz?" diyerek yanlarında oturmaya çağıran Leonard Cohen'in ta kendisiyle tanışır. 

Belki de bu kaderdir. Marianne'in sonra anlattığına göre küçükken Oslo'da büyükannesi ona bir gün altın dilli bir adamla tanışacağını söylemiş. Marianne geriye dönüp bakınca bu kehânetin doğru olduğunu, süphesiz en altın dilli adamla, Leonard Cohen'le beraber olduğunu söylemiş.

Leonard, Marianne ve oğlu Hydra Adası'nda

Tanıştıkları o günden 60'ların sonuna kadar birlikte yaşayan çift, müzik dünyasının en efsane çiftlerinden biri olur. Cohen'in hayatında gördüğü en güzel kadın olarak tanımladığı Marianne, Cohen'in Songs of Leonard Cohen (1967) ve Songs from a Room (1969) albümlerine ilham verir. Songs from a Room'un albüm kapağının arkasındaki samimi fotoğrafta yer alır adadaki evlerinde, havluya sarılı bir şekilde masada oturan Marianne.


2016 yılının Temmuz ayına ileri saralım. Yıllar geçmiş, Leonard kendi yoluna, Marianne kendi yoluna gitmiş. Marianne'e lösemi teşhisi konmuş, sayılı günleri kalmış. Bunu öğrenen eski sevgilisi, üstat Leonard Cohen, Marianne'e duygu dolu bir mektup yazar:

"İşte Marianne, çok yaşlandığımız ve vücutlarımızın dağıldığı zamana geldik ve sanırım çok yakında ben de seni takip edeceğim. Bil ki sana o kadar yakınım ki elini uzatsan benimkine ulaşabilirsin. Ve biliyorsun ki seni güzelliğinle ve aklınla hep sevdim ama bunun hakkında daha fazla konuşmama gerek yok çünkü tüm bunları biliyorsun. Ama şimdi sana sadece iyi yolculuklar dilemek istiyorum. Elveda eski dostum. Sonsuz sevgiler, yolun sonunda görüşürüz."

Bu kadar duygusallık yetmiyormuş gibi bir de Marianne'in arkadaşı tarafından Cohen'e yazılmış bir cevap vardır ki gözyaşları sel olup akar...

"Sevgili Leonard, Marianne dün akşam uykusunda usulca bu dünyadan ayrıldı. Tamamen huzur içinde, etrafı yakın dostarıyla sarılı bir şekilde. Mektubun Marianne'in hâlâ bilinci açıkken konuşup gülebildiği bir zamanda geldi. Okuduğumuzda sadece onun gülümseyebileceği bir şekilde gülümsedi. Senin ona hemen arkasında, ona uzanacak mesafede olduğunu söylediğinde elini kaldırdı. Durumunu biliyor olman ona derin bir huzur, yolculuğu için dilediğin iyi dilekler ise ekstra güç verdi. Son saatinde, çok hafif nefes alıp verdiğinde elini tuttum ve Bird on the Wire'ı mırıldandım. Odayı terk ettiğimizde ve ruhu başka maceralar için pencereden uçup gittiğinde başını öptük ve senin ölümsüz sözlerini fısıldadık. Hoşçakal Marianne..."

Ne aşk, değil mi? Sözünü tutar Cohen ve birkaç ay sonra Marianne'in ardından gider. Hoşçakal Leonard, hoşçakal Marianne demek istemiyorum. Çünkü onlar hep yaşayacak So Long, Marianne şarkısı her dinlendiğinde...


Bonus: 


Bu büyük aşkı ayrıntıyla anlatan bir kitap varmış Kari Hesthamar tarafından yazılan, şarkıyla aynı adlı... Okunacaklar listemde yerini aldı bile.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder