9 Mayıs 2016 Pazartesi

1 Parti 1 Festival 1 Kitap

Bugün, geçtiğimiz hafta müzikle ilgili gözüme çarpan iki müthiş haberden ve katılmış olduğum sezonun son Radyo Eksen partisinden bahsetmek istiyorum.

1 Parti



29 Nisan akşamı sağda solda gördüğümüz kapalı tekstil dükkanları eşliğinde Nişantaşı'ndan Babylon Bomonti'ye yürüdük. Birden önümüze Hilton Oteli ve Mimar Sinan Üniversitesi kampüsü ile komşu olan yüksek ve görkemli bir bina olan tarihi bira fabrikası çıktı. Bir turist gibi incelerken yüksek binayı dışarıdan, karşı duvardaki graffitiler de dikkatimi çekti. Binaya girince içerideki meydan sanki Avrupa'daymış hissi verdi. Babylon'a girip ücretsiz vestiyere (yay!) eşyalarımızı bıraktık ve kendimizi müziğe attık.



Başlangıç saatinden bir saat sonra geldiğimiz için oldukça kalabalıktı. Önlere, DJ kabinine doğru ilerledik ve en sevdiğimiz şarkılar çalmaya başladı: Two Door Cinema Club'dan çılgınlar gibi dans ettiren What You Know, Nirvana'dan klasikleşmiş Smells Like Teen Spirit, o gün giydiğim Mick Jagger tişörtümle uyumlu I Can't Get No Satisfaction ve tabii ki Arctic Monkeys'den I Bet You Look Good On The Dancefloor benim en eğlendiğim şarkılar arasındaydı. 

Profil, Roxy'den farklıydı. Babylon'un kendi kitlesi ağırlıktaydı, rocktan ziyade biraz daha pop severler olduğunu gözlemledim. Salonun büyüklüğü, ses sistemi ve ışıklar tatmin ediciydi ama ben yine de bana daha samimi gelen ilk göz ağrım Roxy'i tercih ederim sanırım.

Eylül'e kadar İstanbul'da Radyo Eksen partisi yok. Ama o zamana kadar kendi partinizi yapmak için size süper bir liste önerebilirim. Beni Radyo Eksen'le tanıştıran arkadaşım Umut Kafadar'ın Spotify'da Eksen Kafası adında bir playlisti var. Oradaki şarkılarla Eksen ruhunu yaşamak isterseniz, sizi şöyle alalım:

 


1 Festival


Ne zamandır bir söylenti vardı; günümüz müziğini şekillendirmiş, klasik rock'ın efsane isimleri bir festivalde buluşacak diye. Bu festivalin varlığı geçtiğimiz günlerde doğrulandı. Bir araya gelmesi imkansız gibi gözüken isimler, bir klasik rock hayranının anca rüyasında görebileceği bir line-up oluşturuyor:


Rolling Stones, Bob Dylan, Paul McCartney, Neil Young, Roger Waters, The Who... Tam bir rüya gibi değil mi? Hepsi sosyal medya hesaplarında festivalin gerçekleşeceği ayı belirten şekilde "October" yazan kısa videolarla duyurdular bu müjdeyi. Bu adamların tek başına verdikleri konserler bile başlı başına efsaneyken hepsini bir arada düşünebiliyor musunuz? Kaliforniya'da Coachella Festivali'nin düzenlendiği alanda gerçekleşecek festivalin adı da "Desert Trip", gayrıresmi olarak da "Oldchella". Kaliforniya'nın çöllerini gezme hayalimle en sevdiğim müzisyenleri kanlı canlı izleme hayalimin somutlaşmış, gerçekleşmiş hâli yani bu festival!

7-8-9 Ekim'de gerçekleşecek festivalin biletleri bugün satışa çıkıyor. Fiyatlar, bu kadar önemli isimlerin bir araya geldiği bir etkinlik olduğu düşünülürse bence gayet uygun. Tabii bizim gibi Amerika'nın yerlisi olmayanlar için uçak bileti parasını da eklemek gerek. Gidebilme şansı olanlara şimdiden iyi seyirler. 

1 Kitap


Biyografi kitaplarına bayılırım. Beatles'a bayıldığım aşikâr zaten. O yüzden müzik kitapları basmak amacıyla yola çıkan çiçeği burnunda yayınevi Kara Plak'ın ilk kitabı olarak Hunter Davies'in ta 1968'de yazdığı "onaylı" Beatles biyografisi olan The Beatles'ı Türkçe çeviriyle yayımlayacağını duyduğumda çok sevindim. Hem de Açık Radyo'nun kurucusu ve sıkı Beatles hayranı olan Ömer Madra'nın önsözüyle! 



Hunter Davies, bu kitabı yazmayı kafasına koymuş ve aylarca Beatles'la takılmış; sonunda onların da onayladıkları bu kitabı çıkarmış. Beatles bile onayladıysa sağlamdır yani. Kitabı Kara Plak'tan sipariş edebilir; Pandora ve Robinson Crusoe 389 kitabevlerinden alabilir veya Kitapyurdu, Babil ve Eganba gibi sitelerden sipariş edebilirsiniz. Ben bir an önce bu kitabı edinip önümüzdeki günlerde başka müzik kitapları da çıkaracak olan Kara Plak Yayınevi'ni takip edeceğim! Kitabı okuduktan sonra bir inceleme yazısı da gelebilir, takipte kalınız!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder