12 Eylül 2016 Pazartesi

1 Sergi 1 Kitap 1 Film

Bu hafta size ballandıra ballandıra anlatmak istediğim 60'lı yılların pop kültürüyle ilgili 3 haber var:


1 Sergi


İlk ve tek gidişimde hayran kaldığım, Londra'nın en güzide müzelerinden Victoria and Albert (V&A) müzesi, şu günlerde çok heyecan verici bir sergiye ev sahipliği yapıyor ve "Keşke ben de gidebilsem!" dedirtiyor. 10 Eylül'de açılan You Say You Want a Revolution sergisi adını Beatles'ın 1968 tarihli Revolution şarkısından alıyor ve efsane on yılın ortasından başlayan hareketliliğe odaklanıyor. 

Sadece müzik ve moda dünyası değil; kadın hakları, Vietnam Savaşı, 1968 Paris öğrenci olayları gibi dünyayı değiştiren sosyal olaylar da serginin ilgilendiği konular arasında. Bu sergide kürtajın yasallaştırılması hakkında bir poster de görebilirsiniz, bir kredi kartındaki yazıdan kadınların tamamen kendilerine ait bir kredi kartına 60'larda henüz sahip olamadığını öğrenip şaşırabilirsiniz. 

Elbette müziğin en üretken dönemlerinden biri olan 1965-70 yılları arasına odaklanan bir sergiden müzikle ilgili de çok şey beklersiniz. Tıpkı bir önceki çok ses getiren David Bowie sergisi gibi V&A bu sergide de bir kulaklık veriyor size ve sergiyi gezdikçe yıla ve olaylara göre çalan şarkılar değişiyor. Bir odanın duvarında Bob Dylan efsanevi Subterranean Homesick Blues klibinden fırlamışçasına yere kağıda yazılı sözleri atıyor, bir odada yere döşenmiş çimlere uzanıp Woodstock'a gidebiliyorsunuz, başka bir yerde Beatles'ın ikonik Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band albüm kapağında giydiği kıyafetleri kanlı canlı görebiliyorsunuz.

Anlayacağınız bu sergide 60'lı yıllarla ilgilenenler başta olmak üzere o dönem hakkında bilgi sahibi olmak isteyecek herkese göre bir şey var. Anlaşılan çok başarılı bir şekilde düzenlenmiş, bunu 60'ların çoğu kişi tarafından bilinmeyen ya da unutulmuş noktalarına da değinmiş olmalarından anlayabiliyoruz. 

60'lar sevgisi hiç bitmiyor ve uzun süre de bitmeyecek gibi görünüyor. Bu sergi, bunun kanıtı. Benim gibi 60'larla yatıp kalkan birinin Mekke'si gibi görünen Londra'nın beşiğindeki bu sergi 26 Şubat'a kadar açık. Bu süre zarfında Londra'ya yolu düşecek olanlar kesinlikle ziyaret etmeli- kim bilir, belki benim de yolum düşer.


1 Kitap


Blogumun 'hakkında' bölümünde boşu boşuna "Bir yanı 1966'da Londra'da yaşıyor" yazmıyor. 1966, gerçekten özel bir yıl. İngiliz yazar ve müzik gazetecisi Jon Savage da bunu fark etmiş olmalı ki başlı başına sırf 1966'nın pop kültürünü anlatan bir kitap yazmış. 1966 kitabında 60'ların kırılma noktası diyebileceğimiz yılı tüm ayrıntılarıyla ele almış. Yılın hitlerini, hit olmayan önemli şarkılarını, kitapları, televizyon programlarını, filmleri, uyuşturucu dalgasını, sosyal olayları bir akademisyen titizliğiyle ve polisiye romanı akıcılığıyla anlatmış Savage yorumlara göre. 

En hoşuma giden şeyse bütün bu şeyleri birbirini etkileyen olaylar zinciri şeklinde anlatması. O yılın belli bir döneminde hit olan şarkının neden hit olduğunu sosyolojik olaylarla bağdaştırıp çoğu kişinin aklına gelmeyecek çıkarımlar yapıyormuş mesela.

1966'ya zaman yolculuğuna çıkmak isteyenlerin başında gelen biri olarak bu kitabı edinmezsem kendimi affetmem. Bir sonraki Amazon siparişim belli oldu! 


1 Film


Geldik bu haberlerin içinde en ulaşılabilir olana... Birkaç aydır Beatles'ın sosyal medya hesaplarından yaptığı duyurulardan ve çıkan haber ve röportajlardan anlamıştık zaten usta yönetmen Ron Howard'ın Beatles'ın turne yıllarını inceleyen bir belgesel çektiğini. Başta Beatles hayranları olmak üzere müzik ve film hayranlarını heyecanlandıran bir haberdi bu. 

Uzun zamandır gerçekleştirilmesi planlanan proje sonunda başarılı yönetmenliğinin dışında bir Beatles hayranı olan Ron Howard'ın elinde çok kapsamlı bir belgesele dönüştü. Howard, grup üyeleri, hayatta olmayanların eşleri ve hayranlar başta olmak üzere her yerden toplayabildiği kadar malzeme topladı ve hem konserleri canlı canlı izlemiş hayranlara nostalji yaşatacak hem de internette aynı görüntüleri izlemekten bıkmış yeni hayranları mutlu edecek bir film yarattı. 

Üstelik Beatles üyelerinin bile unutmuş olduğu detaylar ortaya çıktı bu süreçte. Mesela grubun konser sözleşmelerinde siyahların ve beyazların ayrı oturduğu alanlarda çalmayacaklarını belirten bir maddenin olması. Bu detay, Beatles'ın ne kadar ırkçılık karşıtı ve ileri görüşlü olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Belgeselde Beatles'ın 29 Ağustos 1966'da San Fransisco - Candlestick Park'ta gerçekleşen ve resmi olarak kayda alınmayan son konserinin bir hayran tarafından çekilmiş görüntüleri bile var.

Daha da iyisi, Türk hayranları olarak bu filmin internete düşmesini ya da DVD'si çıkmasını beklemeye gerek kalmadan sinemada izleyebileceğiz. İKSV'nin her sene düzenlediği Filmekimi kapsamında gösterilecek filmler arasında çünkü! Ekim ayını şimdiden iple çekiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder