19 Eylül 2016 Pazartesi

Stil ikonu: Sgt. Pepper lansman partisinde Linda McCartney

1967 yılının 19 Mayıs gününde ülkemizde Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları yapılırken İngiltere'nin Londra kentinde, tam olarak 24 Chapel Street adresinde gelmiş geçmiş en iyi albümlerden biri kabul edilen Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band'in basın mensupları için lansman partisi yapılıyordu.

Beatles'ın aylardır üstünde çalıştığı albüm şerefine menajerleri Brian Epstein'ın antikalarla döşeli evinde verdiği partiye gazeteciler, fotoğrafçılar ve DJ'ler katılmıştı. Fotoğrafçılardan biri de iki sene sonra Paul McCartney ile evlenecek ve hayatının sonuna kadar evli kalacak Linda Eastman, ya da sonradan bilinen adıyla Linda McCartney idi.

Aslında Linda ve Paul çoğu kişinin bildiğinin aksine o partide tanışmamıştı. Birkaç gün önce Londra'nın meşhur gece kulüplerinden biri olan Bag O'Nails'de  tanışmışlardı. Amerikalı Linda, o zaman bir rock fotoğrafçısıydı ve kendi vatanında fotoğrafladığı Jim Morrison, B.B. King ve Janis Joplin gibi isimlerden sonra İngiltere'ye Beatles'ı çekmek için gelmişti. Kader de onları daha bu fırsatı bulamadan meşhur bir gece kulubünde bir araya getirmişti. Birkaç gün sonra Brian Epstein'a portfolyosunu bırakan Linda'ya Brian olumlu geri dönüş yapınca ve Sgt. Pepper albümünün lansman partisine çağırınca kaderin çarkları bir kere daha dönmeye başlamıştı.

Paul, kızı Mary McCartney'e annesi Linda ile tanışmalarını şöyle anlatıyor:



Bu kadar efsane bir çiftin tanışma hikayesi de gerçekten efsane. 1969'dan 1998'e kadar neredeyse her günleri birlikte geçen, birlikte müzik yapan, turneye çıkan, 4 çocuk yetiştiren, vejetaryen olup hayvan haklarını savunan; müzik dünyasının en meşhur çiftlerinden birinden bahsediyoruz.

Bu çiftin ikinci bir araya gelişi olan Sgt. Pepper partisi, 1967 yılına yaraşır bir şekilde herkesin çok tarz giyindiği bir partiydi. Çizgili ceketler, şal desenli ve fırfırlı gömlekler, fularlar havada uçuşuyordu. Beatles'ın tarzına en hayran olduğum etkinlik budur herhalde. Linda da bu grubun en doğal, samimi ve zirvedeki hallerini yakalayan bir fotoğraf çekmiştir bu partide:



Ama dikkatimi çeken sadece Beatles değil, özellikle Paul'a çok hayran olan biri olarak onun tanıştığı ve aşık olduğu kadının da tarzı. Linda, Beatles sevgilileri/eşleri içinde belki de en sade ve doğalı olmuştur hep. Ama bu doğallık, ne zevksiz birinin düşünmeden üzerine bir şeyler geçirmesiydi ne de bakımsız bir hippie tarzıydı. Amerika'nın göbeği Arizona'dan gelmiş, 60'ların en çılgın günlerinde en "hip" sanat ve müzik camiasında bulunmuş ve kendi "çabasız" stilini yaratmış birinin tarzıydı.

Sgt. Pepper partisinde de giydiği çizgili siyah-beyaz ceketi, eteği, kısa sarı saçları, sade makyajı ve elinden düşürmediği fotoğraf makinesiyle çok cool duruyordu.





Linda'nın bu stilinden aldığım ilhamla -çizgili olmasa da- 60'lar stili siyah-beyaz ceketimi ve kadife eteğimi üstüme geçirdim ve kendi kombinimi yarattım. Söylemem gerekiyor; ceket-etek kombinini hem maskülen hem de feminen hissettirdiği için çok sevdim, kendine güvenen bir havaya giriyorsun anında. Elimdekini Linda'nın analog Nikon kamerası gibi düşünün, kameranın odak noktası ise Paul... Bir yandan onu çekerken bir yandan da soruyorum: "Söylesene Paul, Sgt. Pepper fikri kimden çıktı?"





Bonus:

Tam da bu anların geçtiği bir sahne var Paul ve Linda McCartney'nin hayatını anlatan The Linda McCartney Story filminde. Ben bayılıyorum, o parti çok başarılı yaratılmış her şeyiyle birlikte.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder